KARADAĞ

1. Gitmeden Önce Bilinmesi Gerekenler

10. Fotoğrafçılar İçin Tavsiyeler

12. capture_planet Karadağ Fotoğrafları

Genel olarak Karadağ’a yönelik; yok Tayland gibi baya ucuz, yok işte yemek masasını ucuza donatıp, bol bol yiyip, ucuza tatil yapılan bir yer algısı var. Ama nasıl artık Tayland öyle bir yer değilse, Karadağ da değil. Ülke her yıl çok hızlı bir şekilde pahalılaşıyor. Ayrıca birçok ülke Avrupa Birliğine girdiği halde ekonomisi için Euro’yu kabul etmezken, Karadağ o kadar çok istekli ki girmeden kabul etmiş 🙂 Tahminimce de 600bin nüfuslu bu minik ülke, 2020 gibi Avrupa Birliği’ne girmiş olur.

1. Gitmeden Önce Bilinmesi Gerekenler

Fiş & Priz: Dönüştürücüyü evde unutup, havaalanından veya gidilen ülkeden, pahalıya aldığınız o anılarınızda, Karadağ olmayacak çünkü aynı prizi kullanıyoruz.

İnternet: 5 Euro’ya sim kart, 6 Euro’ya da 10gb’lık internet alıp, 10 gün kadar kullanabilirsiniz.

Güvenlik: Klasik bir Avrupa ülkesi gibi, Karadağ da olcukça güvenli.

Otel: Özellikle butik otellere, kaliteli hizmet anlayışı henüz gelmemiş. Dolayısıyla güler yüz, yardım, hoş bir dekor, otelin haritadaki doğru lokasyonu, oteli bulduğunuzda otel yetkilisini bulma, gibi konularda beklentinizi biraz düşürün derim.

Ulaşım: Otobüs, tren gibi şeylerle işkence çekmeyin ve araba kiralayın! Burası tam arabayla keyif yapılacak ülke.
Vize: Şimdilik vizesiz.

Plajlar: Bunu özellikle paylaşmak istiyorum. Bizdeki o boydan boya kum olan plajları beklemeyin, yoksa baya hayal kırıklığına uğrarsınız. Neredeyse hepsi çakıl ve taş. Ama şöyle bir şey de var; su efsane temiz ve berrak.

Et: Ne alaka derseniz, neredeyse her yemekte et var. Karadağ’lılar tam bir et hastası.

Araba Kiralayın: Bu ülkenin keyfine iyice varmak istiyorsanız, o araba kiralanacak arkadaş 🙂 Hem aşağıdaki gibi inanılmaz manzaralı yollar, hem de kumsal kumsal gezmenin keyfi var işin ucunda. Ayrıca yolları tehlikeli, kötü gibi yazılar okuduysanız endişelenmeyin. Yollar mis gibi!

2. Karadağ’lılar

Açıkçası bir Sırp, Bosna’lı nasılsa Karadağ’lılar da öyleler. Fakat onlar kadar sıcak kanlı değiller. Hatta Türk’lere karşı ön yargıları, geçmişten dolayı hala mevcut diyebilirim. Restoran veya market önünden geçerken, yerel çalışanların kendi aralarında ”Turski” dediklerini duyabiliyorsunuz. Biraz rahatsız edici, ama ateş olmayan yerden de duman çıkmıyor hani.

3. Konaklama

Konaklama olarak öncelikle ucuz beklentisini kaldıralım. Ülke ucuz olmadığı gibi oteller de ucuz değil.

5 yıldızlı otellerde 2 kişilik kahvaltılı oda, gecelik 180 Euro, 4 yıldızlılarda 120 Euro, 3 yıldızlılarda da 80 Euro civarında. Pek hostel opsiyonu yok ama guesthouse ve Apart şeklinde birçok opsiyon mevcut. Bu odaların fiyatları da 20-30 Euro civarında. Ülkenin baya küçük olduğunu düşünürsek, eğer tek bir yerde konaklamayı düşünüyorsanız, Budva kesinlikle en ideal yer. Hem gidilecek lokasyonların tam ortasında, hem de denize girmek için en güzel plajlara oldukça yakın. Hatta favorim olan Mogren kumsalının ve sonrasında tarihi Budva plajının tam dibinde!

İşte önemli bir detay 🙂 daha önce de belirttiğim gibi Karadağ’lıların konaklama hizmeti henüz yeterince gelişmemiş. Eğer bir butik otel, guesthouse rezervasyonunuz varsa, o binayı bulmak pek de kolay olmayabilir. Genelde konaklama yerinin adı yazmıyor ve zar zor binayı ve zili bulabiliyorsunuz. Bu sefer de içeride kimse olmayabiliyor. Oda temizliği konusunda da alışık olduğumuz seviyede değiller. Son olarak 🙂 dekorasyona değinirsek, bir hayli gerideler diyebiliriz. Kendinizi anneannenizin elini öpmeye gitmiş gibi hissetmeniz kuvvetle muhtemel.

4. Yeme & İçme

Deniz Ürünleri: Karadağ’da taze balığınızın keyfini, zengin yerel şaraplar eşliğinde yaşayabilirsiniz. Deniz ürünleri restoranları oldukça popüler ve çok fazla çeşit mevcut.

Cevapi: Bildiğimiz köftenin biraz daha cıvık hali 🙂 Balkanların en ünlü yemeklerinden biri olduğundan, hangisine giderseniz gidin, mutlaka karşınıza çıkacaktır. Köfteyi porsiyon olarak veya tombik benzeri bir ekmek içinde yiyebilirsiniz.

Burek: Bildiğimiz klasik börek.

Kacamak: Mısır unu ve tereyağı ile yapılan basit ve çok sağlıklı bir yemek. Daha çok bir kahvaltı alternatifi.

Etler: Et yemeye hazır olun. Aklınıza gelebilecek her türlü eti menüde görebilirsiniz.

5. Kotor

Kotor için Karadağ’ın Paris’i gibi bir klişe yapsam, muhtemelen yazının devamını okumazsınız. O yüzden yapmıyorum! Kotor, surlar ile çevrili tarihi şehriyle, insanın resmen gözünü kamaştırıyor. Şehrin ana kapısından içeri girdiğinizde insana ”Uuuu, waayyyy, AAAaaa, üffff, oohaa” gibi saçma sesler çıkartabilecek güzellikte. Tamamen taştan yapılma olan bu tarihi şehir, aynı zamanda oldukça da büyük. Neredeyse her yeri restoranlar ve küçük butik dükkanlarla dolu. Her ne kadar bu dükkanların çoğu, Alanya’da görmeye alıştığımız klasik hediyelik dükkanlar olsa da, dikkatimizi tarihe falan odakladık mı atmosfer bozulmuyor.

Denize girmek açısından, Kotor önceliğiniz olmasın derim. Çünkü lokasyon olarak körfezin en iç kısımlarında kaldığından, denizi durgun. Dolayısıyla genelde gıcık yosunlarla dolu. Fakat burası Karadağ, nereye giderseniz gidin her yer çok yakın. Güzel kumsallar da ortalama 20dk’lık araba mesafesinde. Ayrıca derin bir yerde yüzerseniz, Kotor cam gibi deniziyle sizi bekliyor olacaktır.
Kotor’un önemli simgelerinden biri de, tabii ki Kotor kalesi (San Giovanni Fortress). Surların dağa dayandığı yerden, kaleye giden yolun giriş ücreti 8 Euro. Bu fiyatın birkaç yıl önce 2-3 Euro olduğunu düşünürsek, muhtemelen fiyat gittiğinizde aynı olmayacaktır.
Kolay kolay bulamayacağınız önemli bir tavsiye 🙂 kaleye mutlaka öğleden önce çıkın, mümkünse saat 9 gibi. Böylelikle tüm tırmanma yolunu gölgede geçirmiş olursunuz çünkü Karadağ’a sıcak yaz aylarında geleceksiniz. Ama yok, ben tüm kış güneşe hasret kaldım, yok ben romantiğim ve güneşin batışını izlerim, yok işte ben Akdeniz insanıyım, bir şapka yeter derseniz. O zaman 40 derece sıcakta, direk güneşin altında, 1350 merdivenlik bir yokuş yol sizi bekliyor. Artık tatilin geri kalanı da doğal beyaz tişörtünüzle geçirirsiniz 🙂

6. Budva

Açıkçası ben Budva’yı, Kotor’dan daha çok sevdim. İşte kendimce geçerli 3 sebebim 🙂 Daha küçük ama daha nezih bir tarihi şehir. Başta Mogren olmak üzere, şehrin dibinde yer alan, harika 2 plaj. Son olarak, tabii ki de hareketli gece hayatı. Eeee, kendine yaz şehri diyorsan, bu 3’lüye sahip olacaksın.

Yukarıda saydığım etmenlerin dışında, diğer bir faktör de, Budva’nın konumu. Konumu itibariyle Karadağ’da gidilecek yerlerin tam ortasında kalıyor. Doğusuna giderseniz güzel plajlar, batısına giderseniz de görülmesi gereken yerler karşınıza çıkıyor. Aşağıda “gezi rotası” kısmında detatları mevcut.

Bir yaz şehri için, olmazsa olmaz olan faktör plajlarıdır. Öncelikle, Budva tarihi şehrinin surlarının bittiği yerden direk başlayan, şirin, güzel, tarihi atmosferli bir plaj var (Budva tarihi şehir plajı) Bu plaja ulaşım, surun içinde yer alan, minik bir tarihi kapıdan geçerek gerçekleşiyor. Çıtayı biraz daha yükseltelim, şahsen benim favori plajım olan Mogren, bu plaja bir de komşu plaj. Neyse plaj detayları asaşğıda ”En İyi 10 Plaj” kısmında 😉

Budva’yı bana göre Kotor’un önüne geçmesinde diğer etken, gece hayatı! Burada gece hayatı baya hareketli. Özellikle Avrupalı genç turistlerin hurraaaa ettiği Budva’nın, tarihi şehrinin içinde ve hemen surların dışında, birer tane gece kulübü bulunmakta. Şehir merkezine gidildikçe de zaten bir çok gece kulübü opsiyonu karşınıza çıkıyor.
Sveti stefan’da Budva’ya bağlı, ama burasının minik bir ülke olduğundan, Sveti Stefan’dan ayrıca bahsederek yazımı zenginleştireyim. İşte karşınızda, Karadağ’ın diğer lokasyonları 🙂

7. Diğer Lokasyonlar

Perast: Burayı, daha gitmeden fotoğraflardan sevmiştim. Kotor’a 12km uzaklıkta minik, tarihi, nezih, deniz kenarı bir köy. Perast, güneş battıktan sonra, şık bir deniz kenarı restoranında, akşam yemeği yemelik bir yer. Fiyatlar da Karadağ ortalamasının üstünde.

Herceg Novi: 30 binden fazla nüfusu ile, en büyük turistik şehir sanırım burası. Kotor’un 13bin, Perast’ın ise 350, yani dolu bir metrobüs kadar nüfusu olduğunu düşünürsek, Herceg Novi baya şehir. Burası deniz kenarı, ferah ve Kanli kulesi ile de güzel manzaralı, görülmesi gereken bir yer. Zaten sadece Kotor’dan, Herceg Novi’ye o muhteşem manzaralı yolu için bile buraya gelmek zorundasınız!!!

Njegos Anıt Mezarı & Lovcen Ulusal Parkı : Njegos, Budva’ya arabayla 1.5 saat mesafede, dağın tepesinde bir anıt mezar. Lovcen de, Karadağ adının ilham kaynağı olan ulusal bir park. Dağın tepesindeki müzeye gidene kadar, yolda bolca manzara görebilirsiniz. En tepede de hem manzara hem de anıt mezarla da oldukça güzel bir rota burası. Ayrıca anıt mezarın hemen aşağısında, Lookout adında çok güzel bir restoran bulunuyor. Hazır buraya kadar gelmişken de 40dk’lık mesafedeki Cetinje köyüne uğrayın derim. Hem Cetinje’den Budva’ya, ana yolla zaman kaybetmeden geçmiş olursunuz.

Sveti Stefan: Popülaritesi nerdeyse Karadağ kadar olan Sveti Stefan, bir yarım ada ve sadece, bu yarım adadaki otelde konaklayanlara açık. Yani gidip, içerisi acaba nasıl diye bakalım dediğinizde, buruk buruk dışarıdan fotoğrafını çekeceğiniz bir yer. Eğer yerli bir tanıdığınız varsa, size bu yarım adada, bir restoranda rezervasyon yaptırabilir. Yakın arkadaşım Onur, bu şekilde adanın tozunu yutma şansı bulmuştu. Detaylarını Karadağ bloğunda bulabilirsiniz.

Ostrog Manastırı: Budva’ya en az iki saat mesafede, mağaraya yapılmış, yaklaşık 400 yıllık bir manastır. Açıkçası ben, Sümela Manastırı opsiyonumuz varken, kısıtlı vaktimi başka bir yerde harcamaya karar vermiştim.

Podgorica: Hiç zaman kaybedilmemesi gereken bir yer. Uçağınız buraya indiyse, arabanızı aldığınız gibi kaçın 🙂 benim gibi başka bir ülkeden Karadağ’a giriş yaptıysanız da, o zaman burayı yok sayın derim. İnanmıyorsanız Google görsellere Podgorica yazmanız yeterli 🙂

Our Lady of the Rocks: Perast’tan geçip, yaklaşık 1 saat gibi bir süre kalabildiğiniz minik bir ada. Adanın size sundukları 500 yıllık bir kilise, 360 derece manzara ve bolca fotoğraf çekme imkanı. Bu da minik adayı, Karadağ’ın en popüler gezmelik yerlerinden biri yapmaya yetiyor.

8. En iyi 10 Plaj

Karadağ’ın denizi hakkında, gidenlerden hep çok güzel şeyler duyuyoruz. İşte, su çılgın berrak, şöyle efsane, Hırvatistan ne ki falan filan. Ama nedense, kimse plajları için sırf çakıllı ve taşlık demiyor. Yani yaşadığı ülkede Patara, Ölüdeniz gibi yerler olunca, eksik bilgiyle, insan yanlış beklentilere girebiliyor. Ama benim bloğumda değil 🙂 Sırf bu listeyi çıkarmak için ülkedeki neredeyse tüm plajlara gittim. Zaten taş ve çakıl olmayan kumsallar, listemde ilk 2 sırayı kaptı. İşte sonuçlar 🙂

Ücretsiz Halk Plajları

Mogren Kumsalı
Przno Kumsalı
Lucice Plajı
Budva Tarihi Plaj
Sveti Stefan (halk plajı tarafı)
Jaz Plajı
Becici Plajı
Plavi horizonti (Blue Horizon)

Ücretli Plajlar

Queens Kumsalı
Sveti Stefan Plajı

Ücretsiz Halk Plajları

1 Mogren Kumsalı (Otopark saatlik 1.5 euro)
Evet burası kumsal! Bence Mogren, 1. sırada yer almak için en az 2-3 sebebe sahip. Öncelikle Budva’nın dibinde. Tarihi şehrin yanından, tarihi Budva plajını geçip, yaklaşık 200-250m faleze yapılmış yoldan yürüyerek (aşağıdaki resimlerde görebilirsiniz) ulaşıyorsunuz. Kumsalın bitimiyle başlayan falez, öğleden sonra, benim gibi güneşlenmeyi pek sevmeyenler için, yavaştan gölge oluşturuyor. Kumsalın dibinde falez olunca ve buraya geliş yolu da, sadece yürüyüş yolu olunca, şehrin dibinde olduğu halde, sanki şehirden çok uzakmış gibi geliyor. Denizi tertemiz ve kumsalda duş & giyinme kabini mevcut. Son olarak atıştırmalık bir şeyler için minik restoranlar da bulunuyor.

2 Przno Kumsalı (Otopark ücretsiz ama yer sıkıntısı var)
Burası pek bilinmeyen ve Karadağ’a gitmeden önce araştırdığım hiç bir sitede yer almayan bir kumsal. Evet kumsal 🙂 bu da kumsal manyağı diyeceksiniz, ama insan çıplak ayakla yürüdüğünde, ayağının altını çizen, sivri çakıllarda da yürümek istemiyor hani. Burası etrafı 3-4 butik otel ile çevrili, kumsal bitiminde de restoran ve kafeleri olan bir yer. Atmosferi çok güzel, çünkü kumsal minik bir koy ve kumsalın 50m ilerisindeki adacıkta, bir de harabe taş ev bulunuyor.

3 Lucice Plajı (Ücretsiz Otopark)
Burası yer yer kumsal yer yer çakıl. Ama Lucice’nin çok önemli bazı özellikleri var 🙂 öncelikle kumsalın hemen arkası boş ağaçlık bir arazi. Dolayısıyla bedava gölgeli park yeri cepte. Genelde diğer plajların park ücretinin saatlik 1.5-2 Euro olduğunu düşünürsek oldukça önemli. Ayrıca bu büyük plajın kafe ve restoranları var ki, bir tanesi odun ateşinde pizza yapıyor. Şahsen kendimi bir pizza gurmesi olarak görürüm 🙂 ve en güzel pizza, odun ateşinde yapılandır. Plajın denizi, diğerleri gibi tabii ki de tertemiz, cam gibi.

4 Budva Tarihi Plajı (Otopark saatlik 1.5 euro)
Bu plajın en güzel yanı, Budva tarihi şehrinin, surlarının dibinde başlaması. Ayrıca şöyle bir şey de var ki, tarihi şehirde yürürken, surda yer alan, şirin, minik bir kapıdan geçerek, direk plaja çıkıyorsunuz. Bu da insana refleks olarak “yaaa çok sevimliii” dedirtiyor. Plaj, çakıl ve kum karışımı, denizi de gayet temiz. Burada en sevdiğim şey, yüzerken dönüp, plaja bakınca, tarihi bir şehrin plajında yüzdüğünüzü görüyorsunuz. Bu, insanın aklına, yüzyıllar önce burada, bu şekilde yüzülüp, yine bu manzaraya bakıyorlardı, düşüncesi oluşuyor.

5 Sveti Stefan – Halk plajı tarafı (Otopark saatlik 2 euro)
Bu plajı ünlü yapan tabii ki de Sveti Stefan adasının yanında yer alması. Plaj güzel, fakat arkası beton, çim karışımı boş bir park. Yakınlarda da pek bişi yok ve sıcak havada pek de sevimli bir yürüme, dolanma yolu değil. Ayrıca kumsalın baya kalabalık olması ve hemen yan taraftaki ücretli plajın, çok daha güzel ve sakin olması. Ayrıca 150 Euro giriş ücretinin de olması, insanı rahatsız ediyor. Son olarak, kumsala 300-350 metre uzaklıkta, yol boyunca gölge olmayan, baya pahalı bir otoparkı mevcut 🙂

6 Jaz Plajı (Otopark ücretsiz)
Jaz plajı, hemen yanında yer alan bir tepeden, çok güzel fotoğraflanabiliyor. Araba ile Kotor’dan Budva yönünde giderken, tepede durup güzel kareler yakalayabilirsiniz (haritamda lokasyonu işaretli) Genelde fotoğraflarda kumsa gibi gözüken bu plaj, aslında iri iri taşlardan oluşma. Tabii bu sayede deniz acayip berrak. Jaz plajında Kafeler ve restoranlar da mevcut.

7 Becici Plajı (Otopark Ücretsiz)
Becici plajı, baya uzun, geniş ve düz. Plajın yapısı daha çok kum ve çakıl karışımı. Ayrıca denizi de oldukça sakin ve pırıl pırıl. Tabii böyle büyük bir plajın, restoran ve kafe imkanları da bulunuyor. Zaten buraya yapılmış büyük resort oteller de bulunmakta. Araba için geniş, ücretsiz bir park alanı bulunan Becici plajı, tabii ki Budva merkeze arabayla 5-10dk mesafede (10km)

8. Plavi Horizonti Plajı – Mavi Ufuk (Otopark ücretsiz)
Bu plaj, keşke adı kadar güzel olabilseymiş, ya da fotoğraflarda gözüktüğü kadar 🙂 Yani lokasyon güzel, şehirden falan uzak, klişe bir turizm ağzıyla, yeşil ile mavinin buluştuğu koca bir koy. Peki neden kötü sorusunun cevabı, tabii ki geriye kalan tek faktör, o da plajı. Burası çakıl ve taştan oluşan, yer yer de siyah ile karışık bir kumu olan bir plaj. Açıkçası ben denize girmektense, kuru kalmayı tercih etmiştim 🙂 Plajımız Kotor’a 21, Budva’ya da 38km uzaklıkta. Ayrıca ücretli gibi gözüken, ama sizi iplemeyen gişe memuruyla, ücretsiz otoparklı bir plaj.

Ücretli Plajlar

1. Queens Kumsalı

Burası gerçekten baya baya güzel!! Yani huzurlu, sessiz, temiz, minik, elit bir koy. Ayrıca bu koyu himayesine alan, çok şık bir spor tesisi. Tabii burasının böyle güzel olup, sessiz sakin olmasının tek sebebi, ücretli olması. Giriş ücreti kişi başı 90 Euro. Queens kumsalının bir de hemen yanında ikinci bir koyu var. Bu koy kumsalın sahibi olan otelin önünde yer alıyor. Tahmin edebileceğiniz gibi otelde konaklamayanlar bu kumsaldan faydalanamıyor. Tabii yürüyüş yolu ve kumsala bakmak ücretsiz.

2. Sveti Stefan Plajı
Bu kumsala giriş, her yaz daha da pahalılaşıyor. Benim 2018 yaz ziyaretimde, ücreti 100 Euro’du. Kumsal tüm Karadağ’ın en fotojenik kumsalı, çünkü hem düzenli, hem Sveti Stefan adası manzaralı hem de boş 🙂 Eeee diyeceksiniz, diğer halk plajı da aynı manzaraya bakıyor o neden öyle değil. Çünkü halk plajı olan kısım, kalabalık, çakıllı, taşlı ve şekilsiz bişi 🙂 İki kumsalı ayıran duvarı, yani Sveti Stefan adasının giriş yolunu, Berlin duvarı olarak hayal edin. O zaman aradaki fark, kafanızda netleşecektir 🙂

9. Gezi Rotası (5 Günlük)

Karadağ için gezi rotası, iki ihtimalli, direk uçuş ile Podgorica havalimanına iniş veya komşu ülkelerin birinden giriş (Bosna, Sırbistan veya Arnavutluk) Aşağıdaki harita ve gezi planı Podgorica senaryosu için geçerli. Eğer Bosna veya Sırbistan’dan gelecekseniz, zaten Mostar’ı ziyaret edip, oradan Karadağ’a geçiş yapacağınızdan, rotaya tersten, yani Herceg Novi’den başlayacaksınız. Şahsen ben öyle yapmıştım.

Eğer Arnavutluk’tan giriş yaparsanız, tabii ki Podgorica’ya uğramadan, Skadar gölünün altından geçip, bir de Copacabana kumsalına uğrayıp, direk Budva’ya geçin derim.

Gün 1: Araba kiralama ve direk Budva’ya geçiş. Daha önce de söylediğim gibi, konaklayacağınız yeri, her yere yakın olan Budva olarak seçin. İlk gün dinlenin ve Mogren kumsalı ile tarihi şehrin keyfini çıkarın derim.

Gün 2: Sabah erken kalkıp, Budva’nın batısına yola koyulun. Önce Kotor kalesine çıkın, tabii güneş yememek için mutlaka sabah 10’dan önce olsun. İndikten sonra Kotor tarihi kentini gezip, oradan da süper muhteşem manzaralı bir araba rotası olan, Kotor – Herceg Novi yapın. Budva’ya dönerken, güneş henüz batmadıysa, Piran’a uğrayıp, Our Lady of the Rocks’a tekne ile geçin. Ayrıca Piran, akşam yemeği için de harika bir yer, ama biraz pahalı.

Gün 3: Bu sefer de Budva’nın doğusuna gidiyoruz 🙂 Dünkü yorucu programdan dolayı, bugünü komple plajda geçirin derim. Yol üstünde büssürü plaj var, benim yukarıdaki listemdeki favori plajlarımdan 2-3 tane favori seçin derim. Sveti Stefan’ı güneş batmaya yakın gezin, çünkü orası baya sıcak olacak.

Gün 4: Sabah erken kalkıp, önce Cetinje veya Kotor üzerimden dağın tepesindeki Lovcen Njegos anıt mezarına gidebilirsiniz. Muhtemelen öğlen 2-3 gibi dönersiniz, yani tam deniz vakti.

Gün 5: Yapılacak şeylerin çoğu bittiğinden ve yolculuğa göre kısıtlı vakit olduğundan, bugünü tercihe göre tekrar bir Kotor tarihi şehir keyfi, güzel kafeler veya plajlar şeklinde değerlendirebilirsiniz. Belki Ostrog manastırına da gidebilirsiniz, ama dediğim gibi daha güzeli Karadeniz’de mevcut 🙂

Aşağıdaki haritada, sarı işaretler kumsallar, kırmızı olanlar güzel fotoğraf lokasyonları, yeşiller gezilecek yerler, maviler de Kotor, Budva gibi ana lokasyonlar. Harita yakınlaştırdıkça daha çok anlam kazanıyor 😉

10. Fotoğrafçılar İçin Tavsiyeler

Her zamanki gibi yine tavsiyem, yanınızda tripod ve ND filtre olması. Deniz kenarında bu kadar vakit geçireceğinizi düşünürseniz, mutlaka güzel bir uzun pozlama imkanı çıkacaktır.
Mogren ve Budva kumsalı arası, onlarca fotoğraf çekmelik yerler barındırıyor. Özellikle deniz de dalgalıysa, tam uzun pozlamalık.
Njegos anıt mezarı, hem doğa fotoğrafı hem de genel fotoğraflar çekmek için oldukça güzel. Küçük bir not, burası askeri alan olduğundan, dron yasak
Sveti Stefan adası oldukça fotojenik, burayı bulduğunuz her açıdan çekin derim. Özellikle ücretli kumsal kısmı düzenli ve kalabalık olmaması sebebiyle, ada ile daha hoş çıkıyor.
Kotor ve Budva tarihi şehri tam fotoğraflık. Erken saatler veya gece yarısı, kalabalık olmadığından sokak fotoğrafçılığı için güzel saatler.
Fotoğrafa ilginiz varsa, Kotor kalesine çıkmamak gibi bir şansınız yok. Fotoğraf çekmek için en tepeyi beklemeyin derim, yükseklik arttıkça manzarayı kareleyin.
Herceg Novi’deki Kanlıkule, şehri yukarıdan gördüğünden, fotoğraf çekmek için harika bir lokasyon. Giriş ücreti de sadece 2 Euro.
Our lady of Rock da 360 derecelik açısıyla, mutlaka gidilmelik bir yer.
Yukarıdaki haritamda, tüm fotoğraf noktalarını kırmızı kamera simgesiyle bulabilirsiniz.

11. Bunları Yapmadan Gelmeyin

Lady of rock’a kayıkla geçip 1 saat takılın.
Kotor kalesine mutlaka çıkın ve bu güzel körfezin keyfini çıkarın.
Araba kiralayın ya da motorla mutlaka Kotor & Herceg Novi arasında, bi gidip gelin. Böyle güzel bir yolda araba kullanma şansınız bir daha olmayabilir.
Kotor tarihi şehrinde hep restoran ve kafelerde oturmak yerine, arada kahvenizi pizzanızı alıp, kalabalığın azaldığı bir yerde, taşa, yere, merdivene falan oturup, bu tarihi taş şehrin keyfini çıkarın.